...Varsayalım ki devlet, liberal hayallere uygun olarak, toplumun çoğunluğunun, ya da devletçi sosyalist inanca uygun olarak, toplumdaki temel üretici sınıfın, proleteryanın iradesini temsil ediyor olsun. Bu durumda bile eğitim, yani bilginin kuşaklararası zaman içinde aktarılması, bu kurumun tekelinde bırakılamaz.
Çünkü bilgi, nesneler, olgular ve durumlara yönelmiş farklı bakış açılarının sentezi, farklı veçhelerin bir aradalığıdır. Tekel ise öteki'nin, farklı olanın varlığını reddederek yaşayabilir ancak. Bilginin bir sonraki kuşağa aktarılması, bir tekelin eline bırakıldığında, aktarılan bilgi değil, bir kanaattir yalnızca.
(Somay, 1997)